Anlaşmalı boşanma davalarında hakim, uluslararası grupların durum ve şartlarına göre inceleyerek değerlendirip karar vermektedir. Bu açıklamaları, protokolleri maktu sözleşmeleri. Tarafların mal paylaşımı, velayet hususları, nafaka gibi tüm durum ve ayrıntılar ayrıntılı olarak açıklanmalıdır. Aksi edinimlere ileride hak ulaabilir. Örnek vermek gerekirse; evlilik birliği içinde edinilen taşınmazlara ilişkin özel düzenleme olmadığı durumlarda eşlerden biri, boşanma kararı verildikten sonra dava açabilecektir. Bu minvalde aslında evlilik ve tüm paylaşım bitti gibi düşünülürken; daha sancılı dava süreçleri yaşanmaktadır.
Protokolde çift müşterek çocukları varsa velayetleri ile ilgili verdikleri kararları da hakim uygun bulmalıdır. Örneğin, müşterek çocukla kişisel ilişki kurulacak gün ve saatler merkezi uygulaması veya Yargıtay kararlarına aykırı olarak üstünse hakim tarafından protokol olduğu hali ile kabul edilemeyecektir. Anlaşmalı boşanmalarda hakimin velayetin yanı sıra mali durumlarla ilgili alınan kararları da kabul etmesi gerekir. Nafaka, maddi manevi tazminat, velayetle ilgili kararlarda hakim herhangi bir uygunsuzluk tespit ederse değişiklik yapabilir. Bu tatilleri kabul etmeyip boşanmayı kabul ederse, reddederse dava çekişmeli boşanmaya dönebilir.
Anlaşmalı boşanmalarda dava süresi olarak görülen resmi nikahın ardından bir yıl süresinin hatırlanması gerekmektedir. Taraflar ortak boşanma kararı ile dilekçe verebilir ya da tek taraf şartlarının uzlaştığı belirtilen boşanma sözleşmesi ve dava dilekçesi ile mahkemeye başvurulabilir. Hakim boşanma kararlarını dinler. Evliliklerini isteyenler eşler mahkemeye çıkmak zorundadır. Çekişmeli boşanma davasından fark, duruşmada hakim çiftlere soru sormaktadır. Anlaşmalı boşanma sonucunda çiftlerden birinin dahi gelmediği durumda boşanma gerçekleşemez. Sonuç olarak eşlerden ikisi de gelmeli ve dosyaya olunan anlaşmalı boşanmadaki sözleşmedeki maddelere ilişkin izin olup olmadığına dair hakim ön beyanda bulunması gerekir.
Eşlerin ortakları hazırlamış ve imzalamış oldukları sözleşmelerin içeriği mahkemece üzerinden tekrar geçilecektir. Anlaşmada eşlerin imzalamış oldukları hükümler üzerinde hakim tarafından tekrar üzerinden geçilir ve bu maddelerle ilgili eşlere mutabık olup olmadığını sorar.
Hukuka aykırı zorunluluklar getirilmeli, aile kullanımına uygun sözleşme hazırlanmalıdır. Hakim protokol üzerinde gerekli gördükleri yerde hukuka uygun madde mahkemesi yapabilir, bu denetimleri de onayını alması gerekmektedir. Bir eşin kabulü olmazsa boşanmaya karar verilmez. Hakim her iki taraflı menfaatlerini ve boşanma davalarının iradelerinin emin olduğunu uyandıran hüküm ile boşanmaya karar verebilir. Hakim her iki yüzünün onayını göz önünde bulundurmak zorundadır. Boşanmak isteyen sözleşmede mutabık olmadığı anlaşılırsa anlaşmalı boşanma davası reddedilir.
Hakimin Sorduğu Sorular Nelerdir?
Hakimin anlaşmalı boşanmaya hükmedebilmesi için başta tarafların iradelerinin serbest iradeleri olup olmadığını soracaktır. Kimi zaman boşanmanın taraflarından biri korku, tehdit, yanılma gibi irade sakatlıklarına sebebiyet verecek etkiyle anlaşmalı boşanma protokolü imzalayabilmektedir. İrade sakatlığı söz konusu olması halinde taraflardan birinin anlaşmalı boşanma protokolünde yazılmış olanın aksine bir iradesi olması sonucu doğacaktır. Bu durumda da anlaşma sağlanamamış olmasından dolayı dava çekişmeli boşanmaya dönüşecektir.
Anlaşmalı boşanmada tarafların boşanma ve boşanmanın sonuçlarına ilişkin anlaşma sağlamış olması gereklidir. Anlaşma sağlanması zorunlu olan konular velayet, yoksulluk nafakası ve maddi manevi tazminat konularıdır. Bunun yanında taraflar mal paylaşımına ilişkin de anlaşma sağlayabilirler.
Hakimin Nafaka Hususundaki Soruları
Hakim taraflara nafaka talepleri olup olmadıklarını, nafaka talepleri varsa miktarının ne kadar olacağı, nafaka borcunun ne şekilde ve ne zaman ödeneceği konularını soracak ve tarafların iradeleri doğrultusunda nafakaya hükmedecektir. Tarafların nafaka talep etmemeleri halinde de taleplerinin olmadığı yönündeki iradelerini açıkça belirtmeleri gerekmektedir.
Maddi ve Manevi Tazminata İlişkin Sorular
Maddi veya manevi tazminata ilişkin talebin bulunup bulunmadığını ve varsa miktarını da hakim taraflara soracaktır. Tarafların bu konuda bir talebi varsa bunun ne kadar olduğu ve ne zaman ödeneceği karara yazılarak ödeme günü ve miktarına kesinlik kazandırılacaktır. Bu aşamada tazminat talebinde bulunmayan ve bu hakkından feragat eden tarafın daha sonra bir dava ile maddi ve manevi tazminat talep etmesi mümkün değildir.
Hakimin Velayet Konusundaki Soruları
Tarafların varsa müşterek çocuklarının velayetine ilişkin de anlaşma sağlamaları gerekmektedir. Bu durumda hakim taraflardan velayet hakkına sahip olacak tarafın kim olduğunu, velayet kendisine bırakılmayan taraf ile çocuğun nerede, ne zaman, hangi süreyle kişisel ilişki kuracağına ilişkin sorular yöneltecektir. Yine bu noktada iştirak nafakasına ilişkin anlaşma sağlanıp sağlanmadığı ve miktarının ne kadar olduğu hususları da sorulacaktır. Hakimin anlaşmalı boşanma davasında genel anlamda takdir yetkisi bulunmamakla beraber velayet ve iştirak nafakası konularında hakimin takdir yetkisi bulunmaktadır. Şöyle ki; bu konularda “çocuğun üstün menfaati” öncelikle dikkate alınacak husus olduğundan dolayı hakimin tarafların iradelerini çocuğun yararı kapsamında değerlendirip, çocuğun yararına daha uygun bulmadığı takdirde uygun bir karar verme yetkisi bulunmaktadır.
Anlaşmalı Boşanma Davasında Şahitlere Neler Sorulur?
Anlaşmalı boşanma davasında hakim ne sorar; hakim sadece taraflara değil aynı zamanda boşanmak isteyen eşlerin şahitlerine de sorular yöneltecektir. Tutarsız konuşmalarını ve tarafların kendi aralarındaki anlaşmalarının kriterlerini öğrenmeye hakkı vardır. Bunun için şahitlere, tarafların ne zaman evlendiğini soracaktır. Aynı zamanda şahitlerin birbirleriyle olan ilişkilerini kendi gözlemleri üzerinden mahkemeye açıklamalarını talep eder. Bahsi olan evliliğin sorunlarının ne zaman başladığını ve tarafların bu sorunlara olan tepkilerinin neler olduğunu da inceleyerek, boşanmada herhangi bir tehdit ya da şantaj olmadığını öğrenerek, kanunlar üzerinden değerlendirme yapılmasını talep edecektir. Boşanma davasında tarafların ve şahitlerin beyanları da sürecin bir parçası olmaktadır.
Boşanma Davasında Hakim Neden Soru Sorar?
Anlaşmalı boşanma davasında hakim ne sorar; Boşanma davasında hakim bu soruları merak ettiği için değil, medeni hukuk ve kanunlar çerçevesinde evlilik kurumunun sonlandırılmaya değer olup olmadığını analiz etmek için sormaktadır. Özellikle evliliğin sahte olup olmadığı, evli kişilerin ayrıldıktan sonra karşılaşacağı kötü durumların olması, yönetmeliğe ters düşen durumların analiz edilmesi gerekmektedir.
Türk medeni kanununda evliliğin sonlandırılması için en az 1 yıl evli kalınması aynı zamanda her iki tarafında ilk 6 ay aynı evde yaşamış olması şartı bulunmaktadır. Bu durumun maddi ve manevi çıkarlar için değil, medeni hukuka giren ‘’Medeni hal’’ alanında değerlendirilmesi oldukça önemlidir.
Anlaşmalı Boşanma Davasında Hakim Neye Dikkat Eder?
Anlaşmalı boşanma davasında hakim öncelikli olarak duruşma günü düzenler. Gönderilen dilekçe üzerinde bulunan adreslere tebligat yapılmasını ister ve yaptırı. Yapılan tebligatta duruşma gün ve saati yer alır. Tarafaların anlaşmalı boşanma davası duruşmasına bizzat katılmaları şarttır. Çünkü hakim kararını, bu taleplerin karşılıklı hür irade ile kabul edilip edilmediğine bakarak karar verir.
Anlaşmalı Boşanma Davasında İlk Duruşmada Ne Olur?
Anlaşmalı boşanma davasında, tarafların anlaşmaları hukuka uygunsa, kanunun aradığı şartları taşıyorsa ve eşler hür iradeleri ile anlaştıklarını huzurda belirtmişler ise ilk duruşmada karar verilecektir. Anlaşmalı boşanma davası tek celsede boşanma anlamına gelmektedir ve aksi bir durum olmadığı müddetçe zaten ikinci bir duruşma yapılmadan ilk duruşmada boşanma kararı verilerek anlaşma sağlanacaktır.
Anlaşmalı Boşanma Davasında Delil Sunulur mu?
Anlaşmalı boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle açılan boşanma davası gibi bir usule işlem bulunmamakta olup temeli oluşturan hususlar anlaşma olduğundan dolayı delil araştırması yapılmasına da gerek yoktur. Çünkü delil çekişmeli olan bir durumu açıklığa çıkartmak için kullanılan bir yöntemdir. Anlaşma sağlanan hususlarla ilgili delil sunulmasının da mantığı olmayacaktır.