BOŞANMA DAVALARINDA İHTİYATİ TEDBİR KARARI VERİLEBİLİR Mİ ?
Yeni HMK’ya göre ancak uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.(HMK md. 389/1) Yeni HMK ile birlikte boşanma davalarında ihtiyati tedbir kararları verilmemeye başlandı.
Bu sebeple sırf tedbir kararı alabilmek için boşanma davaları ile birlikte mal rejimi davası açılma yoluna gidiliyor. Mal rejimi davaları da yıllarca devam etmektedir.
Fakat bu konuda TMK md.169 maddeleri gereğince tedbir talebinde bulunulabilir. TMK md.169’a göre “ Boşanma ve ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.
Hakim bu madde gereğince mallar üzerinde tedbir kararı verebilir.
Yargıtay 2. HD. 09.09.2019 tarih ve 2019/1503 E., 2019/8395 K. Sayılı karara göre; Boşanma ve ayrılık davası açılınca alınabilecek tedbirler TMK md.169’da gösterilmiştir. HMK’ya göre sadece uyuşmazlık konusu hakkında tedbir kararı verilebilir. Boşanma davasında boşanmaya karar verilmesi halinde hükmedilmesi mümkün olan boşanmaya bağlı tazminat ve nafaka haklarının elde edilmesini temin etmek için de olsa dava konusu olmayan ve eş üzerine kayıtlı bulunan taşınmazlar üzerine tedbir konulacaktır.
Buradan çıkarılması gereken sonuç TMK 169’a göre tedbir kararı verilebilir. Ama uygulamada 2015’den sonra TMK 169. Maddesine göre tedbir kararı verilmemeye başlandığını söylemek gerekir .
BOŞANMA DAVALARININ TERDİTLİ AÇILMASI VEYA BİRDEN FAZLA BOŞANMA SEBEBİNE DAYANILMASI MÜMKÜN MÜDÜR ?
Taraflardan birisi zina sebebine dayanılarak dava açabilir. Bu olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı olarak dava açılabilir. Bu davanın terditli açılmasıdır.
Mahkeme önce zina sebebi yönünden değerlendirme yapmalı, olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması yönünden inceleme yapmalıdır.
Diğer taraftan davacı davasını terditli açmayıp farklı sebeplere dayanabilir. Örneğin, eşim beni hem aldattı hem de şiddet uyguladı diyerek evlilik birliğinin temelinden sarsılması gerekçesiyle dava açabilir.
Fakat terk sebebi ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine aynı anda dayanılamaz. Birbirleri ile çelişmeyen sebeplere dayanılması gerekir. Zira terk sebebinde affetme amacı vardır . Birbiriyle çelişmeyen boşanma sebeplerine aynı anda dayanılabilir.
Evin Geçimi ve Gelir Yönetimi Hakkında Tedbirler
Eşlerden birisi evlilik birliğinin maddi yükümlülüklerini gerektiği şekilde yerine getirmiyorsa diğer eş bununla ilgili gerekli tedbirlerin alınmasını isteyebilir. Örneğin eşlerden birisinin aşırı savurgan olması, sürekli borçlanması ve hakkında icra takiplerine yol açması gibi hallerde bu tür tedbirler alınabilir. Aile hakimi başvuru üzerine;
- Eşlerin her birinin aile geçimi için yapacağı parasal katkıyı belirleyebilir. (TMK m.196)
- Aile giderlerine katılma yükümlülüğünü yerine getirmeyen eşin alacakları varsa, borçluların bu alacakları diğer eşe ödemelerini emredebilir. (TMK m.198)
- Eşin, belirlenecek malvarlığı değerleri üzerinde tasarruf yetkisini sınırlayabilir. Örneğin, evin veya arabanın devrini diğer eşin rızasına bağlayabilir. Belli bir banka hesabından para çekmesini yasaklayabilir. Bu tür önlemlerin alınması halinde aile hakimi, kararı gerekli mercilere bildirilir. Bir taşınmaz hakkında tasarruf yetkisinin kaldırılması halinde karar resen tapu müdürlüğüne bildirilir ve tapu kaydına şerh edilir. (TMK m. 199)
Aile Konutu Şerhi
Aile konutu, eşlerin müşterek yaşamlarını sürdükleri konutudur. Eşler yurtdışında yaşıyor ise Türkiye’de bulunan ve geldiklerinde kullandıkları evin de aile konutu olduğu kabul edilir. Eşlerin ikamet etmemekle birlikte aile birliğine ait tek bir konutlarının olması halinde de bu taşınmaz da aile konutu sayılır.
Eşlerden her biri, birlikte yaşamakta oldukları taşınmaz üzerine aile konutu şerhi koydurabilir. Bunun için mahkeme kararına lüzum yoktur. Bu işlem, taşınmazın aile konutu olduğunu gösteren belgelerle birlikte doğrudan tapu müdürlüğünde yapılabilir. Tapu müdürlüğünce istenen belgelerin sağlanamaması halinde ise taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti için dava açılabilir. Mahkemece taşınmazın aile konutu olduğunun tespit edilmesiyle tapuya şerh düşülür.
Bir taşınmasın aile konutu olarak tespitinin kanundan doğan hukuki sonuçları vardır. Aile konutu ile ilgili bir kira sözleşmesi varsa, eşlerden birisi, diğerinin açık rızası olmadan kira sözleşmesini feshedemez. Yine diğer eşin rızası olmadan aile konutu devredilemez veya üzerinde mülkiyeti sınırlayıcı tasarruf yapılamaz; ipotek kurulamaz, irtifak veya oturum hakkı tesis edilemez.
Aile konutuna malik olan eş bu taşınmaz üzerinde tasarruf etmek ister ancak diğer eş haklı bir neden olmaksızın buna rıza göstermezse, bu durumda da aile hakiminin müdahalesi istenebilir. Taşınmaz üzerinde resmi işlem yapmak isteyen eşin başvurusu haklı görülürse, aile hakimi tasarruf izni verebilir. (TMK m.194)
Eşlerin birlikte yaşadıkları konut kendilerine ait olmayıp kiracı olarak yaşıyor olabilirler. Kiralanan bu taşınmaz da aile konutu özelliği taşır. Bu durumda kira kontratının tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı haline gelir. Kira sözleşmesinden doğan borçlardan da diğer ile birlikte müteselsil sorumlu olur.
Eşin Mallarına Tedbir Konulabilir mi?
Boşanma sürecindeki çiftlerin en çok merak ettiği konulardan biri de boşanma davası açmadan önce eşlerinin malvarlığı üzerinde tedbir uygulanıp uygulanmayacağıdır.
Türk Medeni Kanunu’nda ailenin ekonomik varlığının korunması için özel bir düzenleme yer almaktadır. Kanunun 199. maddesine göre;
Ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan malî bir yükümlülüğün yerine getirilmesi gerektirdiği ölçüde, eşlerden birinin istemi üzerine hâkim, belirleyeceği
malvarlığı değerleriyle ilgili tasarrufların ancak onun rızasıyla yapılabileceğine karar verebilir.
Hâkim bu durumda gerekli önlemleri alır.
Hâkim, eşlerden birinin taşınmaz üzerinde tasarruf yetkisini kaldırırsa, re’sen durumun tapu
kütüğüne şerhedilmesine karar verir.
Görüldüğü üzere kanun koyucu ailenin ekonomik varlığını korumak için eşlerden birinin talebi üzerine gerekli önlemleri almakla yetkili kılınmıştır. Buna göre boşanma davası öncesinde eşinizin mal kaçırdığını yada kaçıracağını düşünüyorsanız derhal bir avukatla irtibata geçerek eşinizin tasarruf yetkisinin sınırlandırılması için mahkemeye başvuruda bulunun. Böylece eşinizin adına kayıtlı olan daire, ev, arsa, araba gibi taşınır-taşınmaz mallar üzerindeki tasarruf yetkisini sınırlandırarak sizin rızanız olmadan işlem yapmasını engellemiş olursunuz.
Anlaşmalı boşanma yada çekişmeli boşanma öncesinde eşin mallarına tedbir koydurmak isterseniz tarafımızla da sitemizde bulunan iletişim bilgilerimizi kullanarak irtibat kurabilirsiniz.