Bazı durumlarda kişilerin eksik inceleme veya yeterli şüphe olmadan tutuklandıkları, haksız yere uzun süreler cezaevinde kaldıkları olaylarla karşılaşmaktayız. Elbette ki; haksız olarak özgürlüğünden mahrum kalan kişilerin uğradıkları maddi ve manevi yıpranmanın maddi bir karşılığı yoktur. Ama en azından bir nebze olsun mağduriyetin giderilmesi amacı ile haksız tutuklanarak mağdur olan kişilere yasalarla çeşitli haklar tanınmıştır.
Haksız tutuklama tazmianatı olarak bilinen Tazminatın yasal dayanağını 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141-144 maddeleri oluşturmaktadır.
Ceza Usul Yasasının 141. Maddesinde kimlerin hangi hallerde tazminat isteyebilecekleri hüküm altına alınmıştır.
Bu itibarla, suç soruşturması veya kovuşturması sırasında;
a) Kanunlarda belirtilen koşullar dışında yakalanan, tutuklanan veya tutukluluğunun devamına karar verilen,
b) Kanunî gözaltı süresi içinde hâkim önüne çıkarılmayan,
c) Kanunî hakları hatırlatılmadan veya hatırlatılan haklarından yararlandırılma isteği yerine getirilmeden tutuklanan,
d) Kanuna uygun olarak tutuklandığı hâlde makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmayan ve bu süre içinde hakkında hüküm verilmeyen,
e) Kanuna uygun olarak yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlarına karar verilen,
f) Mahkûm olup da gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği süreleri, hükümlülük sürelerinden fazla olan veya işlediği suç için kanunda öngörülen cezanın sadece para cezası olması nedeniyle zorunlu olarak bu cezayla cezalandırılan,
g) Yakalama veya tutuklama nedenleri ve haklarındaki suçlamalar kendilerine, yazıyla veya bunun hemen olanaklı bulunmadığı hâllerde sözle açıklanmayan,
h) Yakalanmaları veya tutuklanmaları yakınlarına bildirilmeyen,
i) Hakkındaki arama kararı ölçüsüz bir şekilde gerçekleştirilen,
j) Eşyasına veya diğer malvarlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı halde elkonulan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya diğer malvarlığı değerleri amaç dışı kullanılan veya zamanında geri verilmeyen,
KİMLER TAZMİNAT İSTEYEMEZ ?
Ceza Usul Yasası’nın 144. Maddesinde tazminat isteyemeyecekler sayılmıştır.
Buna göre ;
a)Gözaltı ve tutukluluk süresi başka bir hükümlülüğünden indirilenler.
b)Tazminata hak kazanmadığı halde, sonradan yürürlüğe giren ve lehte düzenlemeler getiren kanun gereği, durumları tazminat istemeye uygun hale dönüşenler.
c) Genel veya özel af, şikayetten vazgeçme, uzlaşma gibi nedenlerle hakkında kovuşturmaya yer olmadığına veya davanın düşmesine karar verilen veya kamu davası geçici olarak durdurulan veya kamu davası ertelenen veya düşürülenler.
d)Kusur yeteneğinin bulunmaması nedeniyle hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilenler.
e) Adli makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını bildirerek gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olanlar tazminat isteyemeyeceklerdir.
Ceza Usul Yasası 142. Maddede “Karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay içinde ve her halde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat isteminde bulunulabilir” şeklinde dava açma süresini hüküm altına almıştır.
Ancak uygulamada gerekçeli karar taraflara tebliğ edilmekte, buna müteakip kesinleşme işlemleri yapılmaktadır. Bununla birlikte ( uygulamada genellikle ) artık karar kesinleştirildikten sonra “ kararın kesinleştiğine “ yönelik yeniden tebligat yapılmamaktadır.
Bu nedenlerle, kesinleşmiş karar ilgilisine tebliğ edilmediği sürece yukarıda bahsedilen üç aylık süre işlemeye başlamaz. Nitekim her halükarda tazminat isteme hakkı kararın kesinleşmesinden 1 yılın geçmesiyle ortadan kalkar.
Dava mahkemeye hitaben yazılacak dilekçe ile açılır. Tazminat isteminde bulunan kişinin dilekçesine, açık kimlik ve adresini, zarara uğradığı işlemin ve zararın nitelik ve niceliğini kaydetmesi ve bunların belgelerini eklemesi gereklidir.
Dava, zarara uğrayanın oturduğu yerde bulunan ağır ceza mahkemesinde açılmalıdır.
Eğer o yer ağır ceza mahkemesi tazminat konusu işlemle ilişkili ise ve aynı yerde başka bir ağır ceza dairesi yoksa, en yakın yer ağır ceza mahkemesinde açılmalıdır.
Dava, Maliye Hazinesi aleyhine açılır, davaya bakan mahkeme, dosyayı inceledikten sonra yeterliliğini belirlediği dilekçe ve dilekçeye ekli belgelerin bir örneğini Devlet Hazinesinin kendi yargı çevresindeki temsilcisine tebliğ ederek, varsa beyan ve itirazlarını onbeş gün içinde yazılı olarak bildirmesini ister.
Davayı açmak harca tabi değildir, harç ödenmez.
Dava dilekçesindeki bilgi ve belgelerin yetersizliği durumunda mahkeme, eksikliğin bir ay içinde giderilmesini, aksi halde istemin reddedileceğini ilgiliye duyurur. Süresinde eksiği tamamlanmayan dilekçe, mahkemece, itiraz yolu açık olmak üzere reddolunur.
İspat külfeti davayı açan davacıya aittir, istemin ve ispat belgelerinin değerlendirilmesinde ve tazminat hukukunun genel prensiplerine göre verilecek tazminat miktarının saptanmasında mahkeme gerekli gördüğü her türlü araştırmayı yapmaya veya hakimlerinden birine yaptırmaya yetkilidir.
Mahkeme, kararını duruşmalı olarak verir.
İstemde bulunan ile Hazine temsilcisi, açıklamalı çağrı kağıdı tebliğine rağmen gelmezlerse, yokluklarında karar verilebilir.
TAZMİNATIN KAPSAMINA NELER GİRER ?
Tazminatın dayanağı olarak her türlü maddi veya manevi zararlar talep edilebilir, bu itibarla ilgilinin tutukluluğu nedeniyle işten çıkartılması veya ticari faaliyetinin durması nedeniyle kazanç veya ücret kaybı, sosyal güvenlik tazminatları, sosyal yardımlar, ceza soruşturma ve kovuşturma sırasında ödemiş olduğu avukatlık ücretleri, haksız olarak ceza evinde kaldığı sürüde yapmış olduğu harcamalar ve benzeri her türlü ekonomik kayıplar talep edilebilir.
Diğer yandan, ilgili her hangi bir işle iştigal etmemiş olsa dahi, zararı asgari ücret üzerinden hesaplanacaktır.
Manevi zararlar açısından ilgilinin iş ve mesleği ile zenginleşme sonucu doğurmayacak şekilde hakkaniyete uygun bir manevi tazminat talep edilmelidir.
Tazminat talebinde muhakeme tazminat hukukunun genel prensiplerine göre hesaplanıp ödeneceğinden “ yasal “ faiz istenebilecektir.
Dava dilekçesinde faiz talep edilmemiş ise, karardan önce “ıslah” suretiyle talepte bulunularak faiz istenebilir.
Davanın kabulü halinde usulüne uygun tasdik edilmiş gerekçeli karar ile Devlet Hazinesine veya hazine temsilcisine müracaat edilmeli veya hazine aleyhine icra takibine girişilebilir. Bu talep için kararın kesinleşme şartı aranmaz.
Konuya İlişkin Sıkça Sorulan Sorular
Beraat kararları ceza yargılamasının sonuçlanması akabinde Ceza Muhakemesi Kanununun 223/2 maddesi uyarınca verilir. Bu karar kesinleştikten sonra 3 ay süre içerisinde Ağır Ceza Mahkemesi nezdinde tazminat davası açılabiliyor.
Gözaltı veya tutuklu kaldıktan sonra, yalnızca para cezasına mahkum edilenlerde, uğrayacakları her türlü zararların tazminini isteyebilirler. Gözaltına alınan ya da tutuklunun bundan yararlanabilmesi için, verilen cezanın sadece para cezası olması gerekir. Para cezası, hapis cezasından çevrilmişse, tazminat istenemez.
İstem, zarara uğrayanın oturduğu yer ağır ceza mahkemesinde ve eğer o yer ağır ceza mahkemesi tazminat konusu işlemle ilişkili ise ve aynı yerde başka bir ağır ceza dairesi yoksa, en yakın yer ağır ceza mahkemesinde karara bağlanır.