Ayrılık Davası Nedir?
Ayrılık, boşanmaya neden olacak haklı sebeplerin ispat edilmesine rağmen eşler arasındaki ortak hayatın yeniden kurulma ihtimalinin bulunması durumunda, evliliğin 1 yıl ile 3 yıl arasında tatil edilmesidir. Bu kapsamda açılan davalara da ayrılık davası denilmektedir.
Kanunda yazan boşanma sebeplerinin varlığına rağmen evlilik bağının tamamen kopmasını engelleyen bir davadır. Evlilik birliğini ayakta tutmayı öngören bir davadır. Eşlerin arasında bir barışma ihtimalinin olduğu durumlarda sıklıkla ayrılık kararı verilir.
Ayrılık Davasının Şartları Nelerdir?
Medeni Kanunumuzda ayrılık davası için ayrıca bazı şartlar düzenlenmemiştir. Bunun yerine bazı boşanma sebeplerinin varlığı, ayrılık davasının açılması ve ayrılık kararı verilmesi için yeterlidir. Ancak hakim bu şartlarla bağlı değildir. Yani bu şartlar gerçekleşse bile hakim bunlarla bağlı değildir. Karar verilmesi hususunda takdir yetkisini kullanır. Bu şartlar;
- Evlilik birliğinin temelden sarsılması,
- Eşlerden birinin zina yapması,
- Haysiyetsiz hayat sürme,
- Terk,
- Akıl Hastalığı.
şeklindedir.
Ancak bazı boşanma sebeplerinin varlığı halinde ise yine hakimin takdirinde olmak kaydıyla, öğretide bu sebepler nedeniyle eşler arasında barışma ihtimali kalmaz. Bu sebeple ayrılık kararı verilmesi fazla tercih edilmez. Bu sebepler de genellikle;
- Hayata kast,
- Pek kötü davranış,
- Onur kırıcı davranış
olarak karşımıza çıkmaktadır.
Sonuç olarak, bahsettiğimiz üzere boşanma sebeplerinin varlığı halinde hakimin takdiri sonucu boşanmaya veya ayrılığa karar verilir. Ancak; davayı açan eş yalnızca ayrılık kararı talep ediyorsa hakim tarafından boşanma kararı verilemez. Hakimin takdiri, davanın boşanma kararı talebiyle açılmış olması halinde söz konusu olur. Bu durumda da boşanma talebine karşılık hakim tarafından ayrılık kararı veriliyorsa hakim bunun gerekçesini de kararında belirtmelidir.
Boşanma Davası Açılmışsa Ayrılık Kararı Verilebilir Mi?
Boşanma davası açan eşin boşanma talebini hakim uygun gördüğü takdirde reddedebilir. Eşlerin barışma ihtimalinin olabileceği kanaatine vardığı zaman boşanma talebini reddederek ayrılık kararı verebilir. Mahkemede boşanma talebi ile açılmış olan davada, hakimin ayrılık kararı vermesine ilişkin bir engel tanımamaktadır. Önemli olan hakimin tarafların ortak hayatı yeniden kuracağı anlayışında olması değil, somut olarak ortak hayatın yeniden kurulabileceği yönünde delillerin olmasıdır.
Ayrılık Süresi Ne Kadardır?
Türk Medeni Kanunu’na göre hakim ayrılık süresini 1 yıldan 3 yıla kadar süre verebilir. Bu sürenin başlama tarihi ise ayrılık kararının kesinleşmesinden itibarendir. Türk Medeni Kanunu’nun 171. Maddesinde de belirtildiği üzere;
“Ayrılığa bir yıldan üç yıla kadar bir süre için karar verilebilir. Bu süre ayrılık kararının kesinleşmesiyle işlemeye başlar.”
Hakim, tarafların ayrılığına karar verirken ayrılık sürelerine de karar verecektir. Ayrılık süresi, kanunun verdiği sınırlar içerisindedir, ancak hakimin takdirinde sınırlar içerisinde belli bir süre verebilmektedir. Bunun yanında, taraflar adına verilen ayrılık süresi, mahkeme kararının kesinleşmesinden itibaren başlayacaktır. Mahkemenin vermiş olduğu karar, kesinleşmemiş ise ayrılık için süre de başlamamış olacaktır. Bu nedenle karar kesinleştirme prosedürünü iyi takip etmek gerekmektedir. Mahkemenin vermiş olduğu kısa karar sonrası, gerekçeli kararın yazılması beklenmelidir. Gerekçeli karar taraflara tebliğ edilmelidir.
Ayrılık kararına taraflardan birisi itiraz etmiş ve yerel mahkemenin kararı bir üst merciiye gönderilmiş ise karar kesinleşmemiş olacaktır. Karar, üst merciiye gönderildiğinden kesinleşmemiş olacak ve bu nedenle mahkeme tarafından verilen ayrılık süresi başlamamış olacaktır.
Boşanma Davası ile Ayrılık Davası Arasındaki Fark ?
Boşanma davasında verilen karar ile ayrılık davasında verilen karar aynı değildir. Boşanma davası evlilik birliğini tamamen sona erdiren bir karar olup sonuç doğurmaktadır. Ayrılık kararı ise boşanma talebi reddedilen kişilere verilen süreli bir ayrılık durumudur. Bu iki kavramı birbirinden ayırt etmek adına bazı farklılıklardan bahsedebiliriz.
Ayrılık kararı hâkim tarafından evlilik birliğinin devam edebileceği düşüncesiyle verilmiş kararlar arasında olup, boşanma kararında alınabilen kararladır. Ayrılık talebiyle açılan davalarda ise hâkim tarafından boşanma kararı verilmez. Evlilik birliğinde yer alan sadakat yükümlülüğü, evlilik süresince eşlerin uymakla yükümlü olduğu kurallar arasındadır. Boşanma, evliliği sonlandıran işlemdir.
Dolayısıyla eşlerin birbirine sadakat göstermesine gerek yoktur.
Ayrılık kararında ise bu durum evliliğin devam ettiği şartlara sahiptir. Ayrılık kararı verilen eşlerin sadakat yükümlülüğü de devam eder. Bu nedenle eşlerin ayrılık süresince başka kişilerle duygusal ya da fiziki birliktelik ile aldatma olarak yeni bir boşanma sebebi sayılabilir. Aldatmanın oluşturduğu maddi ve manevi zararlar ise tazminat konusu olur.
Özellikle mal paylaşımında da aldatan eşin bazı haklarının kısıtlandığı görülmektedir. Boşanma kararlarının ayrılık kararları ile benzer noktalarının olması bilinmektedir. Boşanma ve ayrılık davasında ileri sürülen sebepler aynı olabilir. Eşlerden birinin sadece ayrılık davası açmasında sunduğu deliller boşanmada da ileri sürülebilecek deliller ve nedenler olabilir.
Boşanma davasında velayet, nafaka, mal rejimi gibi birçok konuda tedbirler alınır. Ayrılık davasında da eşlerin ayrı kaldığı süreçlerde tedbir nafakası ödemesi sağlanabilir. Bu tedbirlerin hâkim tarafından resmen alınması gerekebilir. Boşanma kararına da ayrılık kararına da itiraz söz konusudur. İtirazların neticesine göre diğer işlemler ve şartlar oluşur. Boşanma ya da ayrılık davalarında eşlerin aynı şehirde bulunma gibi bir zorunluluğu yoktur. Eşlerin bu aşamada farklı illerde yaşaması mümkündür.
Boşanma davasında da ayrılık davasında da Aile Mahkemesi görevlidir. Boşanma davası açan kişinin yerleşim yeri, dava açılmadan önce son 6 ay eşlerin birlikte yaşadığı yer ya da eşlerden birisinin yerleşim yeri olarak belirlenmiştir. Taraflardan biri ayrılık davası açmış olabilir.
Ayrılık davası ise boşanma davası değildir. Boşanma davasının sonuçları boşanma ya da ayrılık olabilirken, ayrılık davasının sonucu sadece ayrılığa ilişkindir. Yetkili mahkeme Türk Medeni Kanunu’nun 168. Maddesi gereğince açıkça belirlenmiştir.
Ayrılık Kararının Hukuki Etkisi Nedir?
Ayrılık kararı evliliğe yönelik bir etkiye sahip değildir. Evlilik birliğini hâlâ ayakta tutan ve evlilik birliği içerisinde uyulması gereken tüm kuralları kapsayan bir karardır. Ayrılık kararı özellikle eşlerin ayrı yerlerde yaşamasına ilişkin olduğundan dolayı eşlerin geçimi, çocuklarla kişisel ilişki kurulması gibi bazı sorunları gündeme getirmektedir.
Ayrılık kararı sonucu boşanma olmadığı için geçici velayeti bulundurmak isteyen taraflar olabilir. Ayrılık kararı kişinin çocuklarının bakımını üstlenmesi ve evlilik birliği içerisinde gerekli ihtiyaçları karşılamaya devam etmesi anlamına gelir.
Hâkim bu durumu tedbir nafakası ile çözmeye çalışabilir. Müşterek çocukları olan kişiler ayrılık kararına dair belirtilen süre içerisinde eşini ve çocuklarını ihtiyaç hâlinde bırakması, zor şartlar altına itmesi boşanma sebebine yeni bir konu olarak karşınıza çıkabilir.
Boşanma Davalarında Tanık – Şahit Delili. Kimler Tanık olarak dinletilebilir?
Bu konu hakkındaki benzer makalelerimiz için tıklayın